top of page
Search

Guru uçmaz, mürit uçurur

Yerli yersiz kullanılan “guru” kelimesini muhtemelen duymuşsunuzdur: Sanat gurusu, moda gurusu, lezzet gurusu… Bu kullanımlarda “bilirkişi, uzman, eksper, erbap” gibi anlamlar hedeflenir. Ancak Hindistan’a ait klasik eserlerin dili olan Sanskrit kökenli “guru” kelimesinin gerçek anlamı, “manevi bilgiyle dolu öğretmen; karanlığı ortadan kaldıran, yolu aydınlatan”dır. Yolu aydınlanan kişi, yani guru vasıtasıyla gerçek manevi bilgiye nail olan öğrenci, Hindistan inançlarının temelinde yer alan ve sonsuza dek süreceğine inanılan yaşam, ölüm ve yeniden doğum döngüsünden kurtulabilir. Böyle bir kurtarıcıyı kim bulmak istemez ki?


MESİH VE GURU

“Mesih” kavramı bu coğrafyada bize tanıdık gelir. Ancak Mesih'in, grupları kurtardığına inanılır; guru ise Hindistan coğrafyasında bireysel kurtuluşa yardımcı olur. Hindistan’ın klasik metinlerinden Upanişadlar’da Guru’ya adanma, Tanrı’ya adanmayla eşdeğer sayılır. Bu yüzden guru, müridini tanrısal mutluluğa eriştirir. Guru tüm dinî törenlere hakimdir, tüm sembolleri bilir; hikmeti ilaç gibidir. Geleneksel işleyişte guruya hizmet eden bir “şişya” vardır. Şişya, gurunun öğrencisidir ve gurunun evinde yaşar; böylelikle geleneğin tüm detaylarını öğretmeninden bire bir öğrenir. Guru, şişya’sına manevi bir isim verir ve onu manevi ailesinin bir mensubu olarak kabul eder. Bunun, geçmiş hayatlardan gelen bir bağlantı olduğuna inanılır; nesilden nesile, silsile halinde aktarılan bir bilgi ancak böyle devam edebilir. Dolayısıyla guruya yakın olmak hem geleneğin devamı için, hem de bireyin kurtuluşu için önemlidir.


RİSKLİ GÜÇ DENGELERİ

Bu dinamik içerisinde riskli bir güç dengesi söz konusu. Geleneklerin aktarılabilmesi, öğrencinin öğretmene sorgusuz sualsiz bir şekilde kendini adamasıyla mümkün olabilir. Güç dengesindeki riskler modern yoga dünyasında uygulanan guru-şişya ilişkisinde daha da göze batıyor. Guru ile fiziksel temas kurmak ve gurunun hayatında aktif bir rol oynamak arzusuyla, biraz da safiyane bir niyetle başlayan böylesi bir öğrencilik, uzun vadede çeşitli istismar kapılarını açıyor. Kendisine kutsallık addedilen ve dünyevi istekleri olan sıradan insanlar, korunma ihtiyacı duyan iyi niyetli bireyleri manevi bir kıskaca alıyor. Özellikle de bu guru (ya da öğretmen, lider, üstad) belirli öğrencilerini diğerlerinden ayrı tutarak ders, seans veya eğitim dışında özel vakitler geçirdiğinde, öğrencinin kendisine duyduğu bağlılık, hayranlık ve hürmet daha da artıyor.


SİYASİ VE TİCARİ GURULAR

Üzerine yüklenen kutsallığı sorunsuz bir şekilde kabul eden gurular, bu kutsal pozisyonlarına rağmen aynı zamanda siyasi veya ekonomik kimlikler de taşıyabiliyorlar. Bunun örneklerini Hindistan’da çok rahatlıkla görebiliriz. Hindistan’ın geleneksel tıp ve şifa sistemi sayılan ayurveda’yı, piyasaya sürdüğü ayurvedik ürünler ile adeta tekeline almaya çalışan büyük iş adamı Baba Ram Dev bu dünyevi gurulardan biridir. Baba Ram dev, televizyon kanallarında yoga uygulamalarının reklamını yapar ve “yoga gurusu” sıfatına sığınarak halkı kutuplaştırıcı söylemlerde bulunur. Bir başka örnek de Yogi Adityanath’tır. Modi hükümetine yakınlığıyla bilinen ve Uttar Pradeş eyaletinin başkanı olan bu guru, aynı zamanda tarihi 11. yüzyıla kadar uzanan ve günümüzdeki yoga uygulamalarıyla ortak bir kök taşıyan kadim Gorakhnath tarikatının lideridir.


GURU KİSVESİ ALTINDA MANEVİ AVCILIK

Biraz da günümüzdeki yoga uygulamalarının fizyolojik etkileriyle tetiklenen örneklere bakalım. Herhangi bir modern yoga dersinin sonunda, fiziksel rahatlığı ve zihinsel sakinliği tetikleyecek hormonlar salgılanır. Parasempatik sinir sistemini devreye sokan bu uygulamalar sayesinde stres ve kaygı seviyesinde azalma görülür. Öğrencilerin bazıları böyle bir mutluluk ve rahatlama hissi içerisinde yaşadığı deneyimi öğretmenin şahsıyla ilişkilendirir. Böyle durumlarda manipülasyon çok kolaydır. Öğretmen “manevi sohbet” adı altında göz boyayan ve temeli bulunmayan spritüal muhabbetlere girdiğinde, öğrenci de şüpheciliği kenara bırakarak bilginin kaynağını araştırmadığında kendini öğretmenine tam teslimiyette bulabilir. Guruluk kisvesi altında, genç veya yaşlı nice manevi avcı, “hepinizi seviyorum, sadece sizin iyiliğinizi istiyorum, size hizmet ediyorum” gibi sözlerle sahte iyi niyetini ortaya koyar. Bu iyi niyetini desteklemek için de kendisine dair tutarsız ancak ulvi hayat hikayeleri yaratır.


İSTİSMARA ÇANAK TUTAN MÜRİTLER

Bu tür manevi avcıların çoğu, haklarında açılan davalara rağmen halen aktif ve rahat bir şekilde çalışabiliyor. Çünkü gurunun tanıtım, reklam, pazarlama ve halkla ilişkiler rollerini üstlenmiş müritler, suçu ayyuka çıkmış liderlerini yarı yolda bırakmaya razı olmuyor. Etrafında kemikleşmiş bir kadro oluşturan bu tarzda bir guru, hukuki süreçleri geçin, kendisine yöneltilebilecek sıradan herhangi bir eleştiriye dahi alan açmayan bir dinamiğin kurucusu aslında. Dolayısıyla verdiği eğitimin sertifikası, iddia edildiği gibi “uluslararası geçerli” olmasa bile kimse sorgulayamıyor. Yaptırdığı uygulama fizyolojik sorunlara sebep olduğunda kimse kendisiyle yüzleşemiyor. Eğitimlerinde öğrencisine veya “danışan”ına fiziksel veya cinsel istismar uyguladığında bile kimse dur demiyor, tepki göstermiyor. Hele bir de bu susan müritler, kendi mesleklerini, işlerini, hatta bazen eşlerini ve ailelerini bırakarak bu yola girmişlerse gözlerinin açılması pek mümkün olmuyor.





5 views0 comments
bottom of page