top of page
Search
Writer's pictureGülnihal Özdener

Tokgözlülük yok, lüks tüketim çok…

“Yoga 5000 yıllık bir gelenek” sloganı altında, yüzlerce dolarlık rengarenk matlar, taytlar ve büstiyerlerle, binlerce dolarlık eğitimlerin egemenliğinde, bol sıfırlı meblağların her geçen gün katlandığı ve maalesef ki aynı sıfırın göbeği gibi içi boş sahte bir gösteri dünyasına evrilen yoga dünyası…

Tutarsızlıklarla dolu bir yer burası. Bu durum sadece ülkemizde değil dünyanın genelinde böyle, hatta anavatanı olan Hindistan’da da pek farklı bir görüntü yok.


7,8 milyarlık dünya nüfusunun yaklaşık 330 milyonluk bir kısmı “yoga yapıyor”. Pekâlâ “yoga yapıyoruz” da tam olarak ne yapıyoruz, hiç düşündük mü?


ZİHİNSEL SAKİNLİK İÇİN YOGA

Genellikle 60 ila 90 dakika arası süren ortalama bir yoga dersinde neler yapılır, bilmeyenler için özet geçelim: Kimi zaman sadece yogaya mahsus, kimi zaman spor branşlarından esinlenilmiş fiziksel çalışmalar, nefesi doğru kullanmaya yönelik egzersizler ve meditasyon olarak da adlandırılan odaklanma uygulamalarıyla karşılaşırsınız. Tüm bunlara ek olarak yapılan derin gevşemenin de sonucunda bedenen ve zihnen rahatlamak, sakinleşmek ve kuvvetlenmek hedeflenir.

Şanslıysanız, dersine katıldığınız öğretmen yoganın felsefi temelini oluşturan eski metinlere ve hatta hareket biliminin detaylarına hakimdir. Böylelikle yoganın felsefi kökleriyle birlikte modern anatomi bilgileri ışığında sağlığınızı destekleyecek beden ve nefes egzersizlerini, gösterişten uzak bir zihin yapısıyla katılımcılara aktarmış olurlar. Bu durumda sorun yok, yoga oldukça bütüncül ve faydalı bir çalışma çerçevesi sunuyor.


Ancak…


TARİKAT GİBİ YOGA OKULU


Manipülasyona açık bir yer modern yoga ortamı. Yapılan fiziksel uygulamalar parasempatik sinir sistemini devreye soktuğu için rahatlama ve sakinleşme anında zihin her türlü tohumun ekimine hazır, sürülmüş bir tarla haline gelir. Eski geleneklere dayanan köklerinden dolayı öğretmen-öğrenci ilişkisinin önemi yoga öğretilerinin içine işlemiştir: Metinlerin anlaşılması ve uygulamanın etkisini gösterebilmesi için bir “guru”nun kelimenin tam anlamıyla “öğrencinin yolunu aydınlatması” gerekiyor. Öğretmene hürmet ve bağlılığı kötüye kullanan birçok örnek var. Kitapları halen çok satan Osho (Rajneesh) ve ısıtılmış ortamlarda yapılan “sıcak yoga”yı popülerleştiren Bikram Choudhury, kötü şöhretleriyle tanınan gurulardan. Hint asıllı Osho’nun turuncu cüppeli beyaz müritleri, toplumsal kural ve tabuları yıkarak kendi ütopik dünyalarını yarattıklarında ve bir istismar zinciri oluşturduklarında Osho pek sesini çıkarmamıştı. Benzer şekilde Bikram ise kendisinin sunduğu oldukça pahalı yoga eğitimlerini alan genç kadınları maddi ve manevi olarak kendine bağlamış ve büyük bir kısmını taciz etmişti. Tecavüz davaları ise ABD’de halen tartışma konusu olmaya devam ediyor. Tarikatvari yoga ekolleri oluşturmakla birlikte bu iki gurunun ortak özellikleri arasında koleksiyon arabalara ve lüks saatlere olan düşkünlükleri geliyor. Oysaki geleneksel yoga, maddiyata yönelik birçok şeyden vazgeçmeyi gerektiriyordu.


SEKÜLER YOGA VE KİŞİSEL GELİŞİM

Yoga seküler kaldığında, yani tamamen fiziksel ve zihinsel sağaltım yöntemleri olarak emin ellerde öğrenildiğinde faydaları saymakla bitmez. Ne yazık ki bunlarla sınırlı bir öğrenim ve uygulama eksik kalıyor. Yoga metinlerini okumayan veya yoganın temelindeki felsefi yaklaşımları önemsemeyen öğretmen, öğrencilerine de fizikselden öte pek bir şey aktaramıyor. Yoga metinlerini tekrar tekrar okuyup üzerine düşünmek yerine kişisel gelişim kitaplarına ait çerez konular yoga derslerinin felsefe kısmını oluşturur hale geliyor. Ancak kişiyi bir noktaya kadar geliştiren bu konular, kimilerinde parlatılmış ve şişirilmiş bir “ben” algısı oluşturuyor. Yoganın serbest pazar alanı malum, 60 milyar dolarlık bir küresel sektörden bahsediyoruz. Buna kişisel gelişim de eklendiğinde pasta büyüyor.


CİNSEL PERHİZ Mİ, ÇIPLAK YOGA MI?

Spor, moda, turizm, eğlence, gıda, teknoloji… Yoganın özünden uzak halleriyle devasa bir yelpazede karşılaşabilirsiniz. Gece kulüplerinde fosforlu boya ve oyuncaklarla yoga dersleri, bira yogası veya çıplak yoga gibi müthiş paradokslar… Sosyal medya algoritmaları ise görüntü odaklı olduğu için, ne kadar fiziksel “mükemmellik” o kadar tıklama ve dolayısıyla o kadar takip… Yurt dışındaki bazı yoga festivallerine eğitmen seçilirken artık eğitmenin tecrübesine değil de takipçi sayısına bakılıyor örneğin. Ya da yoga eğitmenleri sosyal medya için trafiğin en yoğun olduğu paylaşım saatlerinde ders vermeyi reddediyorlar. Mevcut sistem de bu durumu destekliyor.

Yarım asırdan uzun süredir yoga öğreten Dharma Mittra, “etik kurallar yoksa, yoga sossuz bir makarnaya benzer,” der. Özellikle de Yogasutra adlı metinde geçen ve kişide özdenetim yaratan kuralları kasteder: Zarar vermeme, doğruluk, çalmama, cinsel perhiz, tokgözlülük; temizlik, hoşnutluk, disiplin, metinleri okuma, teslimiyet. Bugünkü modern yoganın temelinde bu kurallar mevcuttur. Yoganın kültürlerarası yayılımında da bu kuralların küreselliği etkili olmuştur.


SİYASETE YOGAYI KARIŞTIRAN HİNDİSTAN

Maalesef içinde hiçbir felsefi, teorik veya meditasyona dair bilgi bulunmayan, eğlence sektörüne hizmet eden, sadece esnek kıyafetler giyerek pahalı matlar üzerinde akrobatik hareketlerden ibaret olan ve yoga adı altında pazarlanan oluşumlar, yoganın boş bir uğraş gibi algılanmasına sebep oluyor. Yeni Çağ akımının sahte guruları ve “iyi yaşam” silahşörleri tarafından bu kadar kötüye kullanılan yoga uygulamalarına artık modern postürel yoga bile diyemez hale geliyoruz. Etik kurallar deyince sadece zarar vermeme kuralı altında veganlık konuşuluyor. Hindistan hükûmeti bile aşırı milliyetçi politikalarına yogayı alet ederek kast sistemindeki alt sınıflar üzerinde şiddet uyguluyor. Özünde oldukça kıymetli ve evrensel felsefi bilgiler taşıyan, kültürel bir miras kabul edilen ve insanı bedenen ve zihnen terbiye eden bu öğreti sistemi ayaklar altına alınıyor. Yogaya ve yoga adı altında insanlara, doğaya, çevreye verilen zararın boyutu büyük.


Ama olsun, biz güzelce esneyelim.


Gülnihal Özdener




4 views0 comments

Comments


bottom of page